Teşekkürler Sana...




Çok değil yaklaşık 4-5 yıl önce Galatasaray’da oynayan ve gerçek performansından uzak, sevimli olduğu kadar zaman zaman ona buna çatan biraz dengesiz futbolcu vardı: Arda Turan
Futbolunun yanında özel hayatıyla sürekli gündemde olan, spor programı adı altında tamamen şov programı yapan futbol yorumcuları tarafından eleştiri yağmurunu tutulan, spor dışında da medyanın sürekli gündeminde ilgi odağında olan biriydi.
O yıl oynadığı takımda da iyi bir performans gösteremiyordu gerçekten. O takım Türkiye’nin en büyük kulüplerinden biriydi. O yıl şok bir sonuçla 8. Bitirmişti ligi, çoğu takıma yenilen, puan toplayamayan, kriz içinde olan bir kulüp vardı. Sonraki yıllarda bi şekilde toparlandı.
Arda Turan…
Sakatlığının düzelmesinin ardından Türkiye’de biraz daha oynadı. Ardından çok geçmeden İspanyol kulübü Athletico Madrid’den teklif geldi ve gitti…
Birkaç yıl sonra UEFA Avrupa Liginde kupayı kazanan takımın içindeydi…
O kupayı aldığında sevinci paylaşabileceği bir Türk futbolcu arkadaşı vardı hemen yanında: Emre Belözoğlu
Onun için anlamı büyüktü, o hayranı olduğu futbolculardan biriydi Emre, onunla yıllar sonra aynı sahada oynamak ve UEFA’yı beraber görmek büyük bir onur, gurur, mutluluk değilde nedir?

‘Sana şunu söylemek istiyorum Arda…  O, seni gerekli gereksiz şekilde, tamamen saçma sapan eleştiri yağmuruna tutan o işe yaramaz, şovmen yorumcular varya…  onlar hala aynı, değişmedi.
Hiç bi katkıları yok Türk sporuna, kendilerini düşünüyorlar hala, spordan uzak tamamen şov yapıyorlar.
Hala aynılar merak etme, Türk sporu hala suyun öte yakasına geçemedi. Sen yoluna devam et…’

**

Ülkeye gurur sağlamak herkesin yapabileceği şey değildir.
Türk sporunu baltalamak yerine durup düşünün; neden bir adım daha atamıyoruz,
neden hala olduğumuz yerde sayıyoruz, neden 2002 yılı başarısına sığınıyoruz açıklayabilen var mı?
Sadece belirli kişilerin özel yeteneklerine kalmış bir başarı yumağı var ve onla avunuyoruz.
Yurt dışından oyuncu ve teknik direktörler alıyoruz,  neden?
Kabiliyet mi yok yoksa ilgileniyormuş gibi mi yapıyoruz?
Sadece Futbolda değil diğer spor branşlarında da herhangi bir başarımız yok fark ettiyseniz.
Farklı ülkelerde farklı şehirlerde olimpiyatlar düzenlenir ve biz oradaki başarılara öylece bakarız.
Madalyalar sporcularımızın gözünün önünden öylece kayar gider.
ABD, Rusya gibi ülkeler ortalama 200-300 civarında sporcuyla bütün branşlarda kendini gösterebilirken, biz fazla branşta  olmadan az sporcuyla, belki bir parmak sayısını geçmeyecek madalyalarla dönüyoruz evimize


Yetenek çok el uzatan yok!
Sorun kimde biliyor musunuz? Sorun bunu yapabileceği halde yapıyormuş gibi davrananlarda.
Merak etmeyin ülkede yetenek çok, el uzatan yok.

Arda Turan Türkiyede oynadığı zamanlarda yetenekli bir futbolcu olduğu için tabii ki bir şekilde kendini gösterebildi ve aradan sıyrılabildi.
El uzatılmayı bekleyen ve parlayamayan yıldızlar söndü gitti.
Arda Turan  buradayken kıymetini bilmedik.
Medya kimi seçeceğini iyi biliyordu tabii.
Her akşam spor yorumcuları çıkıp yine o boş yorumlarını yaparak insanları ve kulüpleri birbirine kutuplaştırmaya devam ediyordu. Herhangi bir katkıları yok ayrıca onların, medyanın insanları çünkü onlar.

**
Tarih kimi yazacak biliyor musunuz?
Tarih canla başla kendini bu işe verenleri yazacak.
İlk yaratanları sever tarih, şaşırtanları, geliştirenleri sever.
Bu yazı spor yazısı değil ayrıca onun bilgisini vereyim.
Bu da bir başarısızlığın daniskası yazısı.

**

Tek başına Avrupa’da ülkeyi temsil eden(in)lerin günü bugün.
İşte bu yüzden gevezeliklere kulak tıkama zamanı.
Athletico Madrid - Chelsea maçında kazanan hem Athletico hemde Arda'ydı.
Golde attı iyide yaptı.
Şapka çıkarmak lazım, tebrik etmek lazım, kutlamak lazım.
Athletico'yu kutlar mısınız bilmem ama ben Arda'yı kutluyorum.
İspanyolcayı, İngilizceyi tam olarak biliyor musun bilmem ama çok şey anlatıyorsun.
Birilerine veya birilerine.
Şampiyonlar liginde hatta final maçında izlemek seni güzel olacak doğrusu.
Kazanman(ız) dileğiyle...

Son sözüm: Git! Durma buralarda…  Güneş daha doğmadı çünkü…
Bırak! Tarih adını altın harflerle işlesin yüreklere…




1 Mayıs İşçi Bayramı İçin Neden Yazmak İstemiyorum
Hemen onla başlıyayım. 
İşçilerin 1 Mayıs’ı  kutlayamadığı ülkede 1 Mayıs kutlanmaz.
Polis dağıtır o kalabalığı.
Çeşitli örgütlerin, partilerin kalabalığı olur orası.
Gün yüzü görmeyen işçi acıklı türküsüyle kutlar içinde 1 Mayıs’ı

Merak etmeyin….

Yorumlar

Popüler Yayınlar