Eskiden Daha Güzeldi


Eskisi gibi tat vermeyen şeyler…


Bir kere şu bir gerçek, kolay ulaşılabiliyorsa istediğin şey –artık her neyse- pek bir tadı kalmıyor aslında. Kolay ulaşılabilen kolaylaşan şey haline geliyor. Para da olabilir, gıcır gıcır bir arabada olabilir örnekleri çoğaltabiliriz. Mesela şarkıcılar… efsaneleşmiş isimleri hep eski yıllarda görürsünüz. Tek kanallı dönemlerden bahsediyorum; televizyon kanalı tek, radyo sayısı az, youtube mutup geçtim internet… bilgisayar bile yok, paket büyüklüğünde bir walkman, içinde kaset sar
babam sar…  E düşününce hiçbir şey yok. İster istemez o zamanlarda hayatı bir nebze de olsun renklendirebilen insanlar ölümsüzleşiyor, efsaneleşiyordu; Müslüm Gürses, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay gibi…  Yeşilçamda, Türkan Şoray, Kadir İnanır, Kemal Sunal, Cüneyt Arkın gibi…

Şimdiye gelelim?

Tat veriyor mu? Hadi bakalım…


Kaset olayı bir kere, cd vardı o bile bitti nerdeyse. Mesela bir şarkıcının ilk söylediği şarkıyı bile saniyeler içinde bulup dinleyebiliyorsun. Ulaşmak, erişmek, bulmak, indirmek vs.. o kadar kolay ki çaba göstermiyorsun. Hal böyle olunca A şarkısını dinliyorsun, B’yi de C’yi de… Tutku kalır mı? Kalmaz. O yüzden eskilerin tat vermesi bu yüzden. Yoksa hala aynı kalitede işler çıkıyor tabi ama fark etmek önemli. Tek kanallı zamanları da özlemiyor değiliz hani…

Bakıyorsun…

Kaseti başa almaktan walkman’i bozmuş neslin son ses dinlediği şarkıcı ya sahneleri bırakmış, ya albüm yapmıyor, ya da vefat edip çoktan o defteri kapatmış gitmiş. Filmlerini izlediğin aktörler aktrisler oyunculuğu bırakmış, emekliye ayrılmış gitmiş. Bulamıyorsun bıraktığın yerde. Yenisine bakıyorsun aynı tat yok. Mecburen elin eskiye doğru gidiyor, aradığın tadı orada buluyorsun. Bakıyorsun bir duman yükseliyor parmaklarının ucunda, bir kadehi daha sonlandırıyorsun. Tat orada çünkü!

Eskiden daha mı güzeldi, yoksa kolay erişemediğimiz için mi daha güzeldi?
Bu soruların yanıtı uzunca bir süredir arıyorum.
Bulamıyorum.

*****



Kuru mu kalabalık?

Bu fotoğraf Tüyap Kitap Fuarı’na giden yolda çekildi.
Tüyap Kitap Fuarı hınca hınca doluydu.
E bu kadar kalabalığı görünce insanın gözleri yaşarıyor biliyor musunuz!
Ne kadar çok okuyan insan varmış be!
Sonra da araştırma verilerine kulak kabartıyor insan; TÜİK verilerine göre kitap okumaya ayrılan süre günde ortalama sadece ‘’1 Dakika’’ ymış.

Tüyap?  Kalabalık? Kuru mu?

Yorumlar

Popüler Yayınlar