Fero ve Mero Bize Ne Anlatmak İstiyor?
Baba Fingo, 3,2,1, Biladerim İçin, Demet Akalın… En bilindik şarkıları bunlar. Görünüşü ise; kel, yuvarlak güneş gözlüklü,
beyaz çoraplı, terlikle dolaşıyor, son klipte takım elbise giymiş, vücut çalışıyor, genelde yarı çıplak.
Anlattığı konular ağırlıklı olarak kendisi, çevresi, karşılaştığı durumlar,
yaşantısı vs.
Ben Fero’yu son zamanlarda hepimiz yakından tanıyoruz. Son
zamanlarda popüler kültürün tabiri caizse bir anda parlattığı önemli bir figür…
Önemli olduğunu düşünüyorum çünkü kendisi toplumun bir yansıması. Ben Fero’da
öyle Mero’da öyle ikisi de Türk toplumunun önemli yansımaları. Milyonlarca
insan arasından sıyrılmak için dikkat çekici iş yapmak gerek. Peki onlar neden
dikkat çekiyor? Daha özele indiğimizde
Hiphop kültürü neden tekrar gündeme gelmeye ve neden bu kadar sevilmeye
başlandı, asıl soru burada yatıyor.
Tarihleri şöyle bir 10 yıl öncesine ayarlayın mesela,
2006-7-8 yıllarına gidelim. O yıllarda rap müzik daha hızlı, ses kurallarına
daha çok uyulan, düetlerle kendini gösteren, kıyafetlerle yaşanan ilginç bir
müzikti. En önemli figürleri, Ceza ve Sagopa Kajmer olarak fazlasıyla dinlenen
(hala öyle) isimler olarak öne çıkıyordu. 10 yıl sonrasına geldiğimizde Ben
Fero gibi rapi daha farklı yansıtan şarkıcılar neden gündemde? Aslında konuyu
çok uzatmadan gözlemlediğim birkaç husus şöyle ön plana çıkıyor:
1. Toplumda
lüks, servete sahip olma, pahalı ürünler kullanma oldukça ilgili bir hale
geldiği için bu tarz iş yapan biri de ister istemez dikkat çekiyor. Özellikle
son yıllarda çok dikkat çekici düzeyde bu durum. Asgari ücrette çalışan bir
işçiyi ele alalım; maaşının 4-5 katı fiyata sahip iPhone serisine sahip olmak
istiyor, evde olsa yüzüne bakmayacağı kahveye Starbuks’ta (sırf dikkat çekmesi
için) 10-20 TL arası ücret ödüyor, kullandığı araçtan story atıyor, marka
logosu kıyafet satın almak istiyor…
örnekleri çoğaltabiliriz. Markalar
ürünü değil prestiji insanlara satmak istediği için insanların beyni ele
geçirilmiş duruma geliyor. İnsanlar prestij satın alarak duyguları satın
almak istiyor ve o ürünü kullanınca mutlu ve keyifli olacağını hissediyor. Bunu
yapınca da rahatlama, başarma hissi, ulaşma hissini tatmış oluyor. Markalar ise
moda adı altında yeni pazarlama sistemlerini savaş haline getiriyor. Biz ise,
ihtiyaçmış gibi yaparak aslında olmasa da olur diyebileceğimiz şeyleri
yapıyoruz. Tüm bunların toplamına gelecek olursak toplumda aslında klasik rapi
reddetmiş ve tamamen lüks imajına sahip
sorunları anlatmayan birini izlemek ve dinlemek istiyoruz.

‘’Çok eski mecralar’’ diyerek halkın en
geniş görebileceği vitrinden kendini göstermiyor ve devamında da
olmayacaklarını söylüyor. Yani Instagram, Youtube gibi…
Genç ve dinamik izleyiciler burada. Yeni medya sever, yeni medya onaylar, yeni
medya görür. Aslında işin Türkçesi budur.
Diğer konu ise strateji denmesi, daha önce planlanmış bir seçim olduğu
gayet açıkça görülebiliyor.
Geleneksel
Medya reddediliyor ancak şuan en çok dinlenen şarkısı geleneksel medyanın
yarattığı bir isim Demet Akalın isminde. Böylelikle gelenekselde görünmeden
oradan bilinmek istenmesi… Hayli
ilginç.
Mero Toplumun Hüzünlü Tarafı ‘Olabilir’
Almanya’da
yaşayan Türk asıllı ve henüz 19 yaşında genç bir rapçi. Onu diğerlerden ayıran,
sevmemizi sağlayan ise ‘Olabilir’ şarkısının son zamanlarda yüksek dinlenme
oranlarına ulaşması. Youtube ve Spotify gibi müzik mecralarında toplamda 50
milyon dinlenmeye ulaşmış durumda. Ancak bu kıstası sadece Olabilir şarkısı ve
onun şuan yüksek dinlenmesiyle Fero’yla birlikte en çok dinlenen iki şarkıcıdan
biri olmasına bağlıyorum. Şuan Türkiye’de iki şarkı dinleniyor ve bir şarkı
Demet Akalın diğer Olabilir.
Mero
ise toplumun Ben Fero’dan sonraki diğer yüzü.
Mero hüzünlü kesime hitap ediyor. Şarkısında kullandıklarına bakalım;
Mahalleler yanıyor her
gece. Sabaha kadar sor bizim gençlere. Nöbet tutan çocuklar aldı. Teyzelerden
full pilavlı tencere. On sekiz yaşında, altında Mercedes. Rakibi onu hiç
yenemez. Bugünün yarını olabilir. Ama kimse bana sözü veremez…
Bedelini ödedik içimiz yana
Yana, yana, yana, yana, yana
Bile bile bırakır adama kana
Kana, kana, Mero vurur yine damara
Yana, yana, yana, yana, yana
Bile bile bırakır adama kana
Kana, kana, Mero vurur yine damara
Hayatı acılarla geçen, mahallerde yaşayan, yüzü gülmeyen,
geçim sıkıntısı çeken, dağılmış ailede büyüyen, okula gidemeyen, istediği
hayatı yaşayamayan, rakibini geçemeyeceğini düşünen, geleceğinin parlak
olmadığını bilen gençleri yansıtan sözler.
Dikkat edin Ben Fero’nun şarkısı lüks bir villada parti havasında
geçerken Mero’nun şarkısı hapishanede, kenar mahallede geçiyor. Sigara içen, teşbih çeken, volta atan insanları
görebilirsiniz. Mero’yu incelediğimizde hiç de öyle lüks ögelerini üzerinde
barındırmıyor. Aslında böyle insanları
gündelik hayatta görebilirsiniz. Yaşadıkları hayatı bilmelerine rağmen
değiştirmeyen, acılarıyla yaşayanlar binlerce.
Peki yöneticiler ne yapmalı? Çok şey yapılmalı…
Şimdi
Soruya Gelelim…
- Türkiye’de müzik kültürü mü değişti yoksa biz mi değiştik?
- Toplumda zenginler ve fakirler olarak iki kesime mi ayrıldık?
- 2019’a geldiğimizde Rap müzik neden tekrar dinleniyor?
***
Belki çoğu insan düşünmemiştir ancak garip gelen şeyi
sormaya başladım. Şuan ülkede iki şarkıcı dinleniyor ve ikisi de rap yapıyor,
birisi yaptığı müziğe trap diyor diğeri hüzünlü rap yapıyor. Peki neden bu iki
isim bu kadar çok dinliyoruz ve dinlediğimiz şarkıcılar niye ikisi çok başka
şeylerden bahsediyor. Yeni nesil
geleneksel medyayı neden reddediyor ve yeni medyada tanınıyor ve hit oluyor?
Şu sonuçları çıkarabileceğimizi düşünüyorum. Toplum iki
kutba ayrıldığına işaret ediyor. Bir taraf rahatça geçiniyor, iyi yaşıyor,
sıkıntı çekmiyor, sanatını yaşıyor, sağlıklı ilişkileri kuruyor, iyi yerlerde
yaşıyor, medyayı takip ediyor, eğlenmek istiyor, eskiyi sevmiyor, yeniyi
istiyor.
Bir taraf geçinemiyor, ekonomik sıkıntısı var, geleceğinin
parlak olmadığını düşünüyor, geleceğinden umutsuz, işsiz, aile kuramıyor,
topluma karışamıyor, birey olamıyor, kardeşlik olduğuna inanıyor, bazı
insanların durumu iyi olduğu için yarışamayacağını düşünüyor.
Aslında bunu yöneticilerin fark edip sorunları ele alması
lazım. Toplumun her zaman mutsuz bireyleri vardır. Bu saydığımız şarkıcılar
günün birinde belki unutulup gidecek fakat 2019 Türkiye’sinde vitrinde neden
onların olduğunu düşünmemizde fayda var. Vitrinin biri A diyor biri Z diyor,
yani aralarında uçurum var. Nasıl ki 80’lı yılların sonu 90’lı yılların başında
Arabesk müzik kültürü Türk toplumunda yaygın olduysa 2019 yılında da çarpıcı
gerçekleri ele alıp düşünmek ve fotoğrafını çekip analiz etmek gerek. Düşünün
ki, müzik kültürü toplumun yaşadıklarından beslenir ve toplumu yansıtır. Müzik
kültürü toplumun kültüründen bağımsız düşünülemez. Eldeki verileri iyi analiz
etmek gerek sonra harekete geçmek gerek doğru zamanlama yapılmazsa belki her şey
için çok geç olabilir.
Şimdi soruyorum…
Biz mi değiştik zaman değişti?
Yorumlar
Yorum Gönder
ne düşünüyorsun?