Galileo Bile İsyan Ederdi


Dünya Düz ve Adaleti Yoktur, Evet!
Son günlerde internette yeni bir fenomen abimiz var. Çekilen videoda yani herkesin o ilgiyle izlediği ve güldüğü videoda abimiz dünyanın düz olduğunu iddia ediyor. Ülkemiz  bunun gibi bir süre boyunca fenomen olan çok insan gördü, çok şahit olduk bunlara.  Dünyanın düz olduğunu iddia eden  bey ya gerçekten böyle olduğunu düşünüyor  ya da  ilgi odağı haline gelmek için buna kalkıştı. Haklı olduğunu düşünenler de çıkabilir.

Bu düşünce şekli ortaçağ avrupasıyla eş değer nitelikte. Ortaçağın karanlık düşüncedeki, aydınlanmamış avrupasında olsaydı bu abimiz eminim ki el üstünde tutulur, baş tacı edilirdi.  Galileo Galilei dc gelse bu düşüncesinden vazgeçirtemezdi onu, isyan ederdi bu abiye. Dünyanın düz olduğunu düşünüyor  ve birde  adaletinin olmadığını düşünüyor. Buna gerçekten katılıyorum. Evet dünyanın gerçekten adaleti yok!

Ülkemizde bir gün birinin de çıkıp ‘Dünya öküzün başı ile havadadır aslında, öküzün kafası dünyayı havada tutuyor..’ derse şaşırmam doğrusu. Şaşırmayız doğrusu. Biz neler görmedik ki, nelere şahit olmadık ki…
Düşünceleri belirtmek güzel, zaten bir şey popülerleştirmek için insanlar ellerinden geleni de yapıyorlar, çıldırıyorlar ve hatta saçmalıyorlar.
Düşünmek ve hatta farklı düşünmek güzeldir ama saçmalığa hayır.




Herkes Bekler

Beklemek…
Aklıma gelen ilk şey yazar Sunay Akın’a ait bir söz: ‘Halt etmiş Türkçe öğretmenleri en uzun fiil beklemektir çünkü’ diye.
Sonra…
Birer birer dökülmeyi bekledi onca kelime, onca cümle. Beklemek, bir amacın en güzel parçası.
Şöyle bir şey var, eğer beklediğine değecekse beklenen gerçekten iyi bir şey.
Hiç düşündük mü peki? Şu hayatta neleri beklemiyoruz ki: Okulda, işte, evde, dışarıda…    ve fark ettiyseniz ömrümüzün yarısı beklemelerle geçiyor.

Bir arkadaşım söylemişti ‘Beklemekle ilgili neden bir şey yazmıyorsun’ diye. Aslında şunu söylemem gerekirdi ‘Her şey içinde bu gerekmiyor muydu?’
Bunun için bile beklemem gerekiyormuş bugün fark ettim.
Otobüs bekler gibi kısa vadede yada  bir insanı beklemek gibi bir ömür ve uzun vadede.
Ama aklımın bir köşesinde yer eden şey ise beklediğine değecek bir şey varsa o şeyin sonunda, hakikaten beklediğine değer oluyor. Bir iş, bir aşk, bir amaç uğruna her şey…

Şu sıralar en güzel bekleme şeklim bir otobüs oluyor. Gülebilirsiniz.
Herhangi bir otobüse binerek gitmiyorsun ki sonuçta, beklediğine değecek bir gidiş bu.
Gelişigüzel mi bu bekleyişler yoksa…Tabi ki değil.
Beklediğin her neyse bir şekilde de geliyor zaten.
Sabırla içe içe ve hatta kaynaşmış bu fiil, bu eylem ‘Beklemek’  sabır olmadan olamayacak cinsten. 

Ve hayat beklemeyi sindire sindire öğretiyor. Hem iyi manada hem de kötü manada da olsa bir şekilde beklemeyi öğretiyor hayat. Durup düşünmek lazım, hayatımızın hangi evresinde beklemedik ki. Beklemenin sonunda hep bi amaç, hep bi zafer, hep bi final bizleri karşılıyor (en azından bunu bekliyoruz). Bu yüzden istesek de istemesek de bir şekilde beklemek bizle iç içe. Beklemenin sonunda gelebilecek ne varsa göremiyor genelde sabır gösteremeyenler.
Sabır; olgun bir duruş, olgun tavır, yerinde düşünce ve doğru kararlar gerektiriyor çoğu zaman. Bunu başarabilen insanlar yolun sonundaki o küçük patikayı görebiliyor.
Ve kişiye kalan çalışmak ve çabalamak olduğunu düşünüyorum, bu belkide son adımdır.


Bir akrep yelkovanla buluşmayı bekler, bir işçi evine, ailesine geleceği saati bekler, bir aşk bir mesajı bekler, bir çocuk bir harçlığı bekler, gün gece olmayı bekler, yolda olan varmayı, hasretle giden kavuşmayı, özleyen bulmayı, bir anne çocuğuna sarılmayı, deniz sahile vurmayı bekler….  






Her şeyiyle ‘beklemek’ aslında güzel şey…


Sonra aklıma şair Ümit Yaşar Oğuzcan’ın  ‘Bekleyenler İçin’ adlı şiirinden birkaç mısra geliyor, bence Ümit abide durumu iyi özetlemiş ‘Bekleyenler İçin’ de …


Bir çocuk doğmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler…
Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi


Sonra bir Necip Fazıl Kısakürek şiiri de hatırlanmayı bekler…

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar…


Beklediğinize değer bir bekleyiş olsun beklediğiniz…
Sabırla yoğrulsun…



Yorumlar

Popüler Yayınlar