Bir Kar Tanesi Ol



Karlar düşerken…
Düştün içime...


Dışarı çıkmak imkansız gibidir. Biliyorsun, mevsim sıcaklığa inattır, soğukla haşır neşir.
Lapa lapa yağmaya devam ettiğini fark ediyorsun sonra karın. Düşüncelerine, sözlerine, saçlarına…  ve hatta şapkana, botuna ya da her neyse… Dışarı çıkmak imkansız gibidir, biliyorsun. Gitmen  gereken yapman gereken şeyleri biliyorsun. Bu hayatta var olabilmek için bulunman gereken yerleri biliyorsun.
Sabah kalkacaksın, yarım saatten az bir sürede adına kahvaltı dediğin şeyi yapacaksın, hazırlanıp hemen sokağa fırlayacaksın. Dışarısı buz gibidir, biliyorsun. Sokaklar, mahalleler, caddeler, karla kaplanmış arabalar, dalları karla dolmuş ağaçlar, buz tutan asfalt, ince bir buz tabakası olmuş küçük su birikintileri…
Belkide hepsi senin güzel hikayenin birer parçaları.
Git ve izlemeye devam et bu Oscar adayı olabilecek filmi…

Dışarı çıkmak imkansız gibidir, biliyorsun. Kitapları karıştırasın geliyor,  onlar birer anne - baba öğüdü gibi geliyor sana, içlerinden birini seçiyorsun. Çok Satanlardan bir kitap satın almıştın onu buluyorsun.
İlk sayfasından beri kaptırıyorsun kendini.10 dakika sonra bir kahve yapasın geliyor. Geçiyorsun pencerenin kenarına ve dışarının parlaklığı seni, odanı ve kitabı aydınlatıyor. Perde aralık.
Kahraman içinden çıkılamaz bir durumun içine düşüyor.  Aklın buna takılıyor. Diğer sayfaları merak ederek geçiyorsun, kaptırıyorsun kendini. Sonra sıkılıyor ve bırakıyorsun.
Geçen gün hoşuna giden o hüzünlü melodi aklına geliyor.
Havalar soğumaya başladığı zaman hüzünlü şarkıları canı çekiyor insanın, biliyorsun. Hemen o hüzünlü bir melodi kulaklarına doluyor. Acını paylaşan bir acı bulduğun için biraz mutlusun.
Yalnızlık intikamını alıyor..

Dışarı çıkmak imkansız gibidir, üşüyorsun. Bu şehri seviyor gibi yapıyorsun ama sevemiyorsun.
İşleri güçleri olan insanlar, hızlı adımlar, yükselen sesler, titreyen nefesler… sen de onlardan birisin.
Sabah akşam yollardasın, geceler gündüzleri kovalıyor. Takoz telefonlarda yaşanıyor dünya.
Şarj etmeyi unuttuğun an bitecek dünya. Her şey ve herkesin üzerine kurulmuş naylon dünya.
Herkes mutlu, yalnız değil, zengin, güzel, karizmatik, seviliyor, zevkli, çalışkan ve daha fazlası…
Bu dünyadan kaçasın geliyor ama yapamıyorsun. Yine elin takoz telefonuna gidiyor.
Geçmiş günler aklına geliyor sonra. Söylenen sözler, beraber gidilen yerler, konuşulan her şey…
Geçmiş günlerin dosyasını açıyorsun her seferinde. Kaldırıp rafa yerleştiriyorsun sonra.
‘Evet .Sen daha haklıydın, o haksızdı…’   Zamana karışıyor sonra bu düşüncelerinde.
Otobüsten iniyorsun ve kalabalığa karışıyorsun. Artık sende herkessin, sen de  herkes gibisin.
Yalnızsın…  iliklerine kadar.
Düşüncelisin…  sabahtan akşama kadar.
Fikirler kafandan çıkacak günü bekliyorlar.
Ve duyurulmayan her fikir senin akıl hapishanende esaret altında.
Hadi çıkar onları.

Yorumlar

Popüler Yayınlar