Anı Koleksiyoncusu
Ben bir yolculuk hatırasıyım; ‘Hoşça kal..’ kelimesine emanet edilmiş,
özleme bırakılmış ve yollara koyulmuş. Gideceğim yere varmadan varamadan oranın
serüveni içimi dışımı kaplamış.
Deniz olsun, yol olsun, havadan seyrederek olsun ya da
raylar üzerinden olsun… gidişlerin hepsini yaşadım. Sonucun özüne vardım;
gideceğin yerde seni bekleyen sıcak bir gülümseme varsa aslında gidişler
tatlıdır. Gideceğin yerde sıcak bir ‘merhaba’ seni karşılıyorsa, yemekler
hazırlanıp sofralar kuruluyorsa, gözler senin üzerindeyse ve geldiğin yerden
muhabbetler açılıyorsa… gidişler
gerçekten tatlıdır.
Ve bir sürgün olmak istemez kimse. En azından gideceği yeri
sevmesi gerekir; zorlamadan öte severek gitmek daha daha iyidir. Anılar
biriktirmek birinci kuraldır; fotoğraflar, şarkılar ve insanlar yalan söylemez.
Havasını, suyunu içine çekmek gibidir bir yere alışmak. Zor zannedilen ancak
yaşadıkça içine alan bir dünya gibi. Mevsimlerin dilinden anlamaya benzerdir
alışmak. Soğuksa sıcak gibi yaşamaya davet eder, sıcaksa hiç sıcak yokmuş gibi
yaşamayı öğretir.
Ve beklemeyi öğretir uzaklar… Bazen bir gün bazen dakikalar bazen haftalar
bazen yıllar. Sonunda ki rüyayı seviyorsan diğer kabuslar sadece hikaye… beklemeyi bile bile seve seve öğretir
uzaklar.
Gideceğiniz yerde anı koleksiyoncusu olmanız dileğiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder
ne düşünüyorsun?