Parantez İçi - (Düşün Mesela...)
Düşün
mesela; bir sabah uyanıyorsun ve konuşamıyorsun! Fazla can acıtıcı olmaz mıydı?
Harfleri,
heceleri, kelimeleri, cümleleri söküp almışlar sanki ağzınızdan.
Kullanacak
ne bir mermi ne de bir silah var.
Kullanacak
ne bir taş ne de bir sapan var.
Kullanacak
ne bir kalkan ne de bir kılıç var.
Anlatamıyorsun,
soramıyorsun, bildiremiyorsun…
Yüz
ifadelerin de yok mesela, mimikler yok, işaret yok, hiçbir şey yok.
Ne zor
olurdu.
Hadi
konuşabildin diyelim…
Kullandığın
bir dil var ama anlayan yok.
Başka bir
alemdesin sanki.
İfade yok
hem de hiç yok.
İşaretleri
bilmiyorsun, işaret edemiyorsun, dikkat çekemiyorsun.
Yardım yok,
uzaktaysan gören yok, duyan da yok.
Çok daha
zor olurdu…
Yıl 1970
Bu fotoğraf
ise Rusya’dan.
Açlıktan
ölmek üzere olan kutup ayılarına yardım eden bir adam var karede.
Sol
aşağıdaki yavru kutup ayısını görüyor musunuz? Ne kadar çaresiz görünüyor.
Adamın
ayağına yapışmış ‘gitme!’ der gibi.
Çaresizlik
işte böyle bir şey.
Burada
fotoğrafta aç kalan kutuptaki hayvanlar ile yazın sıcağında bir damla olsa
içecek hayvanlar arasında hiçbir fark yok. Hiçbir fark göremiyorum ben.
Önemli olan
fark edip yardım eli uzatmak.
Ülkemiz
kutupta değil kutup ayıları da yok ‘Kutup ayılarına yemek verelim’ demiyorum
ama nerde soruna en yakınsak orada yardım elini uzatalım en azından.
En
yakınınızdan başlayabilirsiniz. Evinizden başlayın mesela boş bir tabağa su
koyun ve kapının önüne koyun. Zor değil hiç değil. Yazın sıcağında illaki görüp
de içecek; kedi, köpek, kuş gibi hayvanlar olacaktır. Hayvanların dili yok, anlatamıyorlar,
söyleyemiyorlar.
Empatinizi
geliştirin, empatiyi devreye sokun ve durumu anlayın.
Aç ve
sussuz olsanız ve bu durumu anlatamasanız gibi düşünün.
Ne zor
olurdu değil mi?
Hem de çok
zor olurdu.
Hadi bir
fark yaratalım!
Yorumlar
Yorum Gönder
ne düşünüyorsun?