Sen İyisi mi Kalem Ol



Mesela yeri geldiğinde güzel bir evlilik anına şahitlik edebilirsin. Bir masada olursun, nikah memuru gelir, iki kişi gelir; ünvanları gelin ve damattır, davetliler gelir filan. Bütün iş sende biter anlıyor musun? Tek bir kalemsin sen! Senle ömürler birleştirir ve öylede kalırsın anladın mı? Hatta ne olur biliyor musun? O masanın ortasında gördüğün iki mutlu çift çok mutsuz olduğunda boşanmayı düşünürse eğer günü geldiğinde sen yine onları ayıracak araçsın! Sen kalemsin…
İşin çok!

Düşün mesela savaş çıkmış iki ülkede.  Kan gövdeyi götürüyor, insanlar köşe bucak kaçıyor, haber bültenleri her gün içinde çıkılamaz durumlardan bahsediyor, krizler var…  İki ülke barış noktasında anlaştı diyelim. Yine işte sen devreye giriyorsun. ‘Kalem’ sin sen. Anlaşmanın asıl noktasısın sen.  İmzaların aracısın sen…  İmza gerekir liderlerden. Atılır ve olay biter. Sen kalemsin…

Hayal kur mesela…  Sen şairin kalemisin! Saatlerce tek bir dizenin şiirin bütünündeki uyumunu düşünüyor şair. Yeri geliyor düşünmekten uyuyamıyor, kahveler üstüne kahveler içiyor, yeri geliyor cadde cadde dolaşıyor ‘tek bir dize’  için. Saatlerce, günlerce, haftalarca, yıllarca yazıyor. Sırtındaki ufak kamburdan bu yüzden oluştu zaten ‘yazmaktan’. Elinde bir kalem var. O yazacağı bir dizeyle şiirin kalbi yerine takılacak, şiir can bulacak sayende belki. O dizeyi bir kalemle oluştu, unutma! Tek bir kalemle yazıldı. Tek bir cümle işi bitirir, unutma.

Gör mesela…  Dilencinin biri koca koca harflerle yazmıştı: ‘AÇIM YARDIM EDİN’ diye. Bunu söyleme şansı yok çünkü dil bilmiyor! Hadi biliyor diyelim hiç etkili olacak bir iş değil bağırması ya da saatlerce yardım edin demesi. İyisi mi kalemle bir şeyler yazsın, görenler olsun daha iyi. Elinde koca bir tükenmez kalem ile ‘A.. C’ yazdı sonra olmadı ‘C’ harfini ‘Ç’ yaptı sonra ‘AÇIM’ yazabildi. Elinde kalemi düzgünce tutamıyor, yamuk yumuk da olsa anlamlı bir şeyler çıkarabiliyordu yinede. ‘AÇIM..  YARDIM’ sonunu da getirmesi gerekiyordu anlamlandırması için ‘AÇIM YARDIM EDİN’ yazdı. Ve tabelası tamamdı. Kalemini yere bıraktı.

Anımsa mesela… Üniversite öğrencisinin elindesin. Tek bir cevapla kötü not alacağı sınavı kurtaracaksın. Düşünsene… tek bir cümleyle sınavdan geçer not aldığını, geçer not aldığı için de sınıfı da geçeceğini, yüzünü güldüreceğini/yüzleri güldüreceğini, güzel bir hediye için fırsatının olacağını, okulu uzatmayacağını, sorunsuz bitireceğini… düşünsene!  Geldi mi aklına? Hatırla… Neydi? …  şey..  mm..  O..  Orhan….Veli Kanık..  hee tamam! Edebiyatta Garipçiler akımının 3 öncü ismi: Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat… 
Tamam! Hayalleri işte şimdi oldu.
Bunu bir kaleme borçlu, o bunu unutamaz!


Elindeki kalemi küçümseme yinede. ‘K’ yazarsın pek bir anlam ifade etmez ama ‘KARAR’ yazarsın altına da imzanı atarsın koskoca bir hayat değişir. Bazen kağıdın üzerinde anlamsızca bir şeyler çizersin imza derler adına ve yine bir şeyleri değiştirirsin. Anlamsız şekiller çizersin resim olur, benzerlik olur, sanat olur, sanat icra ederken, sanatçı olursun. Beş para etmez dörtlükler aklına gelir unutulur gider, silinir, kaybolur gider. Kağıda yazarsın kalır öyle. Durur belki 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl. Sonra biri gelir beğenir kullanmak ister sözlerini. Enstrüman gelir, beste gelir, ritim gelir, ses gelir, bütünlük gelir; olur koca bir şarkı. Sözlerin şarkı olur, unutulmaz söz yazarı olursun. Satırlarca bir şeyler yazarsın. Günlerce odandan çıkmazsın. Karakterler oluşturursun, hikaye anlatırsın, kurgusu olur, ana fikri olur, önerisi olur…. Sonra bir bakarsın bir kitap olmuş. Bir gün bakarsın bir tiyatro eseri olmuş. Bir gün bakarsın bir filmin senaryosu olmuş.

Yazmak güzel şey aslında. Artık pek ilgilenen kalmadıysa da yazmakla, hadi her şey klavyeyle de yazılabiliyorken, hadi düşünceye çok önem verilmiyorsa da, fikirleri sallayan olmuyorsa da yazmak güzel şey aslında. Bunun için kalem olmak daha güzel. Kalemi de doğru kullanabilmek.

Aslında çok da düşünme ne olacak, ne olacağım, ne olsun falan filan diye.
En basitinden ‘Kalem’ ol.
Dünyaları değiştir.


Yorumlar

Popüler Yayınlar