Öğretilenler Günü
Düşünüyorum
da; 16 yıldır öğrenciyim.
Mavi önlükle
başladığım maceramı artık 2016’da bitiriyorum.
Daha akademik
düşüncelerle noktalayacağım eğitim hayatımı.
Zaman geçtikçe anı biriktirme şansım da oldu haliyle. Ve daha fazlası da oldu.
Zaman geçtikçe anı biriktirme şansım da oldu haliyle. Ve daha fazlası da oldu.
Sıraların
üzerinde çokça zaman geçirdim, çok şey öğrendim, çok kez sabah erken kalktım,
öğretmenlerimden çokça şey dinledim, anlamlandırmaya çalıştım, merak ettim.
Eğitim
hayatımda sınırlarımı keşfettiğim zaman lise 1 olsa gerek. Karnemde Fizik
dersinden koca bir sıfır belirgin bir şekilde görülüyordu.
Edebiyat
dersim daha iyi oldu hep. İlgim vardı.
Fizikten, matematikten… vs. beklentim yoktu ve hala da yok.
Ama yine de
sayısal derslerin hocalarına saygım vardı. Anlamıyordum ama yinede üşenmeden
anlatıyorlardı. Ben hep düşük not alıyordum. Kafam basmıyordu hala da basmıyor.
İyi not aldığımı hiç hatırlamam.
Edebiyat
hocalarını, dil ve anlatım hocalarını, Türkçe hocalarını, Güzel konuşma ve
yazma hocalarını daha daha çok sevdim. Ben onları unutamam. Hepsi tamamen
sevmese de onlara karşı hep bi sevgim vardı. Hep de öyle devam etti.
Beklentilerine cevap veriyordum belkide. Bu yüzden sözel konulara her zaman ilgim oldu.
Yazı işleri deyince, okuma işleri olunca, kompozisyon konuları gündeme gelince…
genelde ben gösterilirdim. Yazı yazmaya
ilgimi artıran lise 3’te ki Edebiyat hocama saygılarımı gönderiyorum. Umarım
bir gün bu yazıya denk gelir. O gazla başladım gidiyorum.
Hayata ve
bilgiye ilişkin bakış açımı değiştiren tüm hocalarımın öğretmenler gününü
kutluyorum.
Hayatıma pek
mana katmamış, derse girip öylece gitmiş hocalarımın da öğretmenler gününü kutluyorum.
Çok da olsa az da olsa sevildiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder
ne düşünüyorsun?