''Gözüyle Kartal Avlayan Yazar'' Kitabı Üzerine...
Bir Zülfü
Livaneli kitabı daha bitirmenin tadıyla başlıyorum.
‘’Gözüyle
Kartal Avlayan Yazar’’
Yaşar
Kemal’e yazılmış bir kitap…
Aslında söze
farklı farklı yüzlerce konuyla girilebilir. Bir sürü ilginç konudan, yerden
bahsedilebilir. İki yazar da Türkiye’nin yetiştirdiği kalemi güçlü öyle büyük
yazarlar ki, onları anlatmak bile muhteşem bir şey. Türk edebiyatının iki
sağlam kalemi; biri anlatan biri anlatılan…
Zülfü
Livaneli’nin bugüne kadar pek çok kitabını okudum. Hepsinden ayrı lezzet ayrı
tat aldım. Gerçekmiş gibi hissettiren konular, olaylar, karakterler ve ilk
sayfadan itibaren sürükleyici kurgusuyla sizi alıp götürür. Bu sefer ki kitap
biraz farklı. Gözüyle Kartal Avlayan Yazar kitabı Zülfü Livaneli’nin Yaşar
Kemal ile yıllardır süren dostluğunun kaleme alınmış hali. Kitabı okuyana dek
bu kadar yakın iki dost olduklarını bilmiyordum (bu da benim bir ayıbım). Bunu
öğrendikten sonra Türk edebiyatında ki en önemli yazarların dostluğu nasıl olur
diye düşünmeden edemedim. İlk sayfalardan itibaren başlayan bu düşünce son
sayfalara doğru köklü bir dostluğun izlerini gösterdiğini fark ettim. İki
yazarın dostluğu nasıl olur? Gayet de güzel olurmuş, okuyunca fark ediyorsunuz.
Yaşar
Kemal’in hem ulusal hem uluslararası düzeyde tanınması ve özellikle Türkiye’nin
geçtiği zorlu dönemlerde gururlandırıcı biri olarak belirmesi her yazara nasip
olacak şey değil. Ulusal düzeyde tanınıp sevilmek ayrı bir gurur, uluslararası
düzeyde tanınmak ve bilinmek bambaşka bir gurur. Kitapta en sevdiğim anı ise; arkadaş grubuyla
Fransa’da olduklarında bir evsiz berduşun yanlarına gelip para istemesinin
ardından içlerinden birinin ‘’Mösyü’yü tanıyor musun?’’ diye sorması ve
berduşun da ‘’Eşkıya Memed’’ demesi. Düşünün nasıl tanınıyor...
Edebiyatçılar
hep bir şeyler anlatıyor, görüyor, gözlemliyor, dikkat çekiyor, vurguluyor.
Görülmediyse bir daha anlatıyor. Tıpkı gazeteciler gibi toplumu aydınlatmaya
çalışıyor. Halkın okurken bilinçlenmesi, doğruyu görmesi, yanlışı bilmesini
gösteriyor. O yüzden edebiyatçı demek toplumun bir aynası demek; bizi bize
gösteriyor ve eserlerinde toplumun kanayan yerlerini, konuşulmayan yerlerini
açık bir yüreklilikle sergiliyorlar. Yaşar Kemal de o aynalardan bir tanesiyse
Zülfü Livaneli de öyle. Yaşar Kemal;
Adana’yı, Çukurova insanını anlatmış, çekilen sıkıntıları, köy yaşamını,
fakirliği ve daha nicelerini eserlerinde ince ince işlemiş. Hatta öyle bir
noktaya gelmiş ki, artık kaleme kağıda bile ihtiyaç duymaz bir hale gelmiş, ‘’Gözüyle
Kartal Avlayan Yazar’’ mertebesine ulaşmış.
Türkiye’de
edebiyat alanında verimli yıllar olmadığı halde Yaşar Kemal arasından nasıl
parladığına tanık olacaksınız. Ülkemizin geçtiği zorlu siyasi yıllar içerisinde
Yaşar Kemal’in nasıl savaşçı gibi galip geldiğini göreceksiniz. Sayfaları karıştırdıkça Zülfü
Livaneli’nin kaleminden adeta bir film şeridi gibi geçen anılar… Aldığı birçok
ödül… Nobel’e çok fazla yaklaşması… Bunlar bile ülkeye gurur verici durumlardan
bazıları. Yetişmiş güçlü bir yazar olarak hayatı sürdürmek ve hayat devam
ederken bu bilinçle toplum tarafından sevilmek sayılmak. Ülkemiz bunca zor
yıllardan geçerken aslında bir yandan da sanatla uğraşan kişiler için muazzam
derecede bir kaynak oluşuyormuş. Çünkü, bilirsiniz toplumun yaşadığı sorunlar
sanatçıların eserlerine yansır. Hatta yansımadan önce içlerinde hissederler o
yapılması gereken şeyleri. Sıkıntılar yaşanırken onlar da görür kendi düşünce
fabrikasında yüzlerce kez işler… işler… işler…
Toplumun sorunlarını anlatma işleri bir bakıma onlara verilmiştir. Onlar
görüyor, duyuyor, biliyor ve yazıyor. Böyle olmak zorunda.
Bunca şey
anlatılırken ülkede neler olup bitmiş, neler geçmiş başlarından, nasıl sıkıntılar
çekilmiş, yazar olmanın getirdiği sorumluluklar nasıl omuzlanmış, Yaşar Kemal’in
dünya çapında tanınması ve gurur verici ödüllerle yurda dönüşü, siyasi
yaşamları, yasaklı yıllar, yazın alanında kendilerini devam ettirebilmeleri kitabın sayfalarını karıştırdıkça tanık
olacaksınız. Ben daha fazla sözü uzatmayayım, devamını siz getirin.
Yorumlar
Yorum Gönder
ne düşünüyorsun?