Etkisini Yitirecek Muhabbet(ler)


Konuşun….

Neden?

Baydı ama etkisini yitirecek.
Çünkü medya yeni bir gündem belirleyene dek yeni gündemimiz bu
Her zaman olduğu gibi ...

Seçimin öncesinde de sonrasında da düşüncelerim vardı ve onlar çokta değişmedi.
Yine sonunu bildiğim bir filmi izlemişlik etkisi yarattı.
Hem kızdım hemde güldüm.
Hem dram filmi hemde kahkahalarla gülünesi bir komedi filmi bu.

Muhabbetlerde değişmedi.



İşte O Muhabbetler:


·         Tayyip kazandı abi. Yine kazanır, yine girse yine kazanır. Çünkü adamı çalışıyor, ondan iyisi yok, muhalefet yetersiz ve kazansa bile o Kılıçdaroğlundan filan lider olmaz muhabbeti.

·         Bir saksı aranıyor.
Cumhurbaşkanı olarak Çankayada olacak Erdoğan gittiğine göre başbakan bulmalıyız.
Ve bu başbakan Erdoğan’ın emirlerinden talimatından çıkmamalı, genelde kendi başına iş yapmayacak biri olmalı. Ama bu muhabbet etkisini daha sonraki zamanlarda yitirecek gibi.

·         CHP-MHP birleşti ama yine bir şey yapamadılar. CHP biraz sağcılaştı mı ne muhabbeti.
Ve bu muhabbetin sonu yine CHP ve Kılıçdaroğlu yetersiz ve bu adamla bu iş olmaz muhabbetine dönüşüyor. Biraz daha bekleyin çünkü daha keyifli bir hal alıyor bu konuşma.

·         İhsanoğlu akıllı adam ama ha!
       Profesörmüş, oradan buradan ödüller almış, ülkeleri tanıyor, dil biliyor, kültürlere hakim, çok geniş çaplı        bir adam. Ama bir sorunumuz var.
       Ney o? Bu adamı ülkemizde kimse tanımıyor.
       Aaa doğru söylüyorsun abi hakikaten tanıyan yok bu adamı.

·         Neden İhsanoğulunu aday gösterdik ki muhabbeti?
         Ve bu muhabbet CHP içinde ayrışmalara da sebebiyet verdi. 
         Bazı milletvekilleri açıklamalarda bulundu ve açıklamalar küçük bir çatlağın belirtisi


·      Demirtaş oyunu artırmış. Vay be!
     Tüm kesime hitap etmesi, nereye gitse orada oraya özgü hitap şekli biraz daha fark ettirdi           kendini muhabbeti. O da biliyordu kazanamayacağını ama denedi.
Ve bence en büyük sorun denememektir ama o bunu kırdı.




SÖZÜN ÖZÜ

Arkasında %50 ‘nin desteğini alarak ve bence aklından da ‘Nasıl olsa biz bunu da kazanırız..’ mantığıyla girilmiş bir Cumhurbaşkanlığı seçimiydi bu AKP için.
Diğer seçimlerde de olduğu gibi bu seçimde de kazanırız zaten. Çünkü ülkenin yarısı bizi seviyor ve biz ne yapsak da ne etsekte onlar bizi seviyor ve güveniyor.
Muhalefet güçlü değil ve onlarda bu güçsüzlüğün farkında.
Halk çünkü onları son kez iktidarda oldukları 2000’li yılların başındaki başarısızlıklarıyla biliyor ve onlara bu hakkı bir daha vermezler mantığına sahipler.
Biz onlardan güçlüyüz ve daha deneyimliyiz. Çünkü halkın büyük çoğunluğu muhafazakar.
Artık iktidar da ne olacağını biliyor. Sonunu bildikleri filmi izliyorlar ve sanki olağandışı bir şey gerçekleşmiş gibi bir hava içerisindeler. Rakipleriniz güçsüz demek isterim ben onlara. 
Rekabet yok gibi...
Çoğunluk da onlarda
Bu yüzden girdikleri her seçimi kazanıyor iktidar.



Muhalefet ise…


Kaybedebileceğini aslında biliyor.
CHP- MHP yılların köklü iki partisi. Ortak aday çıkarma fikri mantıklı ve aday gösterdikleri kişi yani İhsanoğlu sağ kesime hitap edebilecek biri ve sağ kesimden de oy kapabilme mantığıyla düşünülmüş biri. İhsanoğulunun sağa yakın biri olması ise CHP tarafından bazı partililerce hoş karşılanmadı tabi ki, bu hoş karşılanmama CHP içinde ayrışmalara bile sebebiyet verdi.
Çünkü CHP’ nin ulusalcı yapısı, İhsanoğluna karşı ters tepki yarattı.
İhsanoğlu ise tamamen donanımlı biri olarak dikkatleri çekti. Dikkatleri çekti ama bu yeterli olmadı, çünkü İhsanoğlunu Türkiyede tanıyan çokta kimse yoktu.
Ülke gündemini takip eden yaşı ileride olan abilerimizce tanınıyordu belkide.
Ve İhsanoğulunun akademisyen olması yani siyasetçi olmaması bana göre birkaç eksi puanla başlamasına sebep oldu.
Siyasetçilerin birbirlerine hitap şeklinden, eleştiri mantığından uzak olduğunu gördüğümde hem gülümsedim hemde üzüldüm.
Bir bilim insanını siyasetin içine sokarsanız işte böyle olur diye düşündüm sürekli.
Ama takdirle de karşıladım, yinede üstesinden gelmeyi başardı İhsanoğlu.

Sorun İhsanoğlunda değil. Sorun CHP de. Hatta sorunun kaynağı CHP de.
Derinlemesine çalışma içine girmeden yüzeysel düzeltmelerle yetiniyorlar ama bu yetmez yetemez ve yine sonuç hüsran…  hüsran olur.


Demirtaş’a gelirsek…


Cumhurbaşkanlığı seçimin kazanmayacağını bence o da içinden pek çok kez geçirdi.
Durum ortada ama yılmamak neymiş bence onu herkese gösterdi.
Konuşmalarını, alanlarda toplanan kalabalığa hitabını TV ekranlarından izlemişliğim vardır.
Kendisini ve düşüncelerini sevmem ama  nereye gitse oraya göre memnun edici konuşmalarını beğendim.
Konuşmadan önce  yani yere gitmeden önce çalışmalarını iyi yaptığı, analiz ettiği, oranın sorunlarını iyi tespit ettiği ve neler anlatacağını iyi belirlemişti.
Ama karşısında 2 güçlü aday vardı ve yine çokta küçümsenmeyecek hatta ilerleyiş kaydetti diyebileceğimiz bir %10 kazanması bile azda olsa dikkatleri çekmeyi başardı.



Yorumlar

Popüler Yayınlar