Tarih: 14 Şubat

Aşk günü olarak kutlanan tek gün
Aşka biçilen gün
Aşkların ayyuka çıktığı gün
Aşkın hatırlandığı gün
Aşkın tarihi günü
Aşk…
Aşk…
Aşk…

(Bi kamyon dolusu tanım yaparım böyle…)


Uzun uzun yıllar önce Roma Katolik Kilisesi’nin kutladığı bir gün olarak çıkmıştır.
Bir din adamı olan Valentine  adına ilan edilen bir bayramdır hemde.

Bu yazıda sizlere ‘Bunlar hep Hristiyanların uydurmaları, kutlamayın, aman haa!’ demeyeceğim.
Çünkü ben o kafa yapısına sahip değilim.
İsteyen istediğini yapar; ne yapalım yani baskı mı yapalım herkese.
(İsteyen istediğini yapar ama bazı sınırlamaları aşmadan, abartmadan, saçmalamadan…)
Duygular bastırılabilir mi? Tabii ki hayır!
O zaman bütün her şeyden sıyrılarak, arınarak aşk neden hak ettiği gibi yaşamıyoruz!


Sizce AŞK dediğimiz şey yasaklara gelir mi? Hiç düşündünüz mü?

Yasaklar…
Engeller…
Kurallar…


Hiçbirine gelmez. Atalarımızın aşk duygusu için 12’den vuran sözü çok yakışıyor:
‘İki gönül bir olunca samanlık seyran olur’ diye. Evet, samanlık seyran olur.
Atalarımız yine nokta atışı yapmış. İki gönül birbirini sevdikten sonra kim ne diyebilir ki. Söz düşer mi üçüncü şahsa, yeri var mıdır üçüncünün?
Gönüller birse her şey yolunu bulur, her şey tamam olur, düzelir yani.




Yeter ki aşk olsun...   Yeter ki para olsun...

Aşk öyle bir güne sığacak bir şey de değil ya orası ayrı ama eğer özel bir gün olarak 14 Şubat seçilmişse ve o günde sevgililer yani eşler birbirini o günde daha iyi bir hatırlıyorsa, daha iyi seviyorsa, hediyelere boğuyorsa, mutlu ediyorsa, aşkı tam anlamıyla bir tek o günde yaşıyorsa diyecek bir şey bulamam.

Bir güne sığan hali işte bugün olanlarda saklı. Ekonomiyi bi hayli canlandırdığı açık; tabi yalnızlar içinse durum farklı, o günü neredeyse yaşamak bile istemiyorlar. 
14 Şubat aşıklar için aşk günü mü yoksa işletme sahipleri, gelir kazandıracaklar için para günü mü olduğu açıkça ortada. Görünen köy kılavuz istemiyor.

**

Algılarımızda da bir daralma da var galiba. Aşk denilince neden sadece birbirini tamamlayabilecek iki kişi geliyor ki akıllara?  
Aşk genel tanımıyla tutkuyla bağlanmadır.
Sevmenin aşırısıdır, büyüktür, soyludur;1 gün 2 gün değil her gündür.
Yaptığın bir işe de aşkla bağlanabilirsin, yarattığın eserine de aşık olabilirsin.
Bağlılıktır bu çeşitlendirilebilir.
Algımız, aşk denilince sadece çiftler getiriyor akıllara.
Aşk, cinsel aşk değil sadece, durum farklı.
Bir de bu açıdan baksak.


Beyinle verilmiyor kararlar.
Dünyadaki neredeyse bütün kültürlerde kalple tasvir edilmesi hep bu yüzden
Aşkla bağlanmak kalple yapılıyor, gönlünü veriyorsun yani.
Mantık aransaydı aşk olmazdı.
Yalnızlar için arabesktir her zaman
Aşkı bulanlar için toz pembedir.

Ve

Aşk dediğin; bana Adem ile Havva’yı hatırlatır,
Leyla ile Mecnundur,
Kerem ile Aslıdır,
Ferhat ile Şirindir….

Ayrıca ne o ne budur.
Bütün yargılardan, yasaklardan, kurallardan sıyrılır aşk
Aşk 14 Şubatta da değildir
Aşk sevdiğinde bulduğundur, tarif edilemez.
Bir güne sığdırılamaz. (bence)
Nokta.

Yorumlar

Popüler Yayınlar