Pikselimiz Arttıkça Samimiyetimiz Azaldı
Seni tanıyorum dostum!
Senin adın cep telefonu.
Sen ilk üretildiğinde ne masum şeydin
öyle, ne ihtiyacı yöneliktin
(ki hala öylesin ama abarttın)
Boyutun gitgide küçüldü, inceldin.
Tıpkı şişko bi kadın gibiydin eskiden ama sonra zayıflamayı tercih ettin ve fit
bi hale geldin.
Ne mutlu sana!
Tuşların kayboldu bir ara,
parmağımızı kaydırdık üzerinde.
Bir bakıma da adeta yıllar geçtikçe
eskiyeceğine daha da gençleştin sen.
Neler neler gelmedi ki!
Antenin gitti,
bataryan büyüdü, şarkılar,videolar,resimler…. Kaliten arttı senin dostum!
Ekranın büyüdü
hayvan gibi oldun.
Adama benzedin be!
Uygulamalar seni şişirdi,
godomanlaştın sanki sen.
Hafızan arttı, RAM geldi. Nice
firmaların pabucu dama atıldı da ağlayan olmadı.
Megapikselin arttıkça samimiyetimiz azaldı.
Daha daha…. Ne özelliklerin varda
buraya sığdıramıyorum seni.
Ekranın büyüdü de bir aklımdaki takoz
büyümedi işte.
Yalnızlığımızı sen de iyi giderdin
be!
‘O’ ndan gelmeyen mesajı ne çok beklerdim… ki hala bekliyorum.
Ekranına az bakmadım hani.
Mesaj gelmemesini avutmak için az
takvime girmişliğim yoktur hani (takvim, kronometre…)
Operatör mesajıyla hop oturup hop
kalkmışlığım vardır.
Psikolojim bozuktu anlayacağın, bir
tek operatör unutmuyordu beni.
Kontörüm eksilerde bile olsa hala
bilmem kaç kontör yükleyin şu kadar konuşun mesajı az gelmemiştir hani.
Operatörleri zengin etmişliğim vardır
be dostum!
Bilmem kaç bin smsler işte, biterdi
hep.
Senin adın cep telefonu dostum!
Sen o’sun.
Sen yalnızlıksın.
Sen iletişim eksikliğisin.
Örneklerin saçılıyor güzel hayatıma.
Yazmasam günah olur.
Selfie’yi de sen icat ettin. Ne salak
yüzleri çektin.
Ne meşhurlar ettin sen bilmem kaç
piksellik yerde.
Artık muhabbet etmek için
birbirimizin yüzüne bakmıyoruz biliyor musun?
Evet çünkü senin o parlak ve bilmem
kaç piksellik ekranına bakıyoruz.
Öne eğmeyen dik başları sen öne
eğdirdin!
Takdir etmek gerek seni.
Aşkları kendi üzerinden yaşattırdın
sen.
‘Aşk yok cep var’ oldu.
Bir mesajla başladı ilişkiler ve
sonra bir mesajla da bitti.
Seni tanıyorum, oradaydın sen!
Gülüşlerimiz, hüzünlerimiz sende.
Son sözüm:
‘Sana
bağımlı olan yüzlere dön ne olur bir piksel uzaktan bak!’
Yeni Aşkımız: Selfie!
Ön kamerayla
fotoğraf çekmek ileriki zamanlarda bu kadar ilgi çekeceği hiç aklıma
gelmemişti.
Peki neden
insanlar bu kadar hayranlık gösteriyor buna? Merakımı giderecek örnekler beni
gerçeğe götüremedi ne yazık ki.
Mantığını
bulamadım yani.
Şöyle bir
şey düşünülebilir; cep telefonuyla çekilen bu görüntü türünün (Selfie), cep
telefonları üzerinden gelen bir nedeni vardır illaki yada gelişen teknolojinin,
naylon mutlulukların filan vardır yani ilgisi.
Durup biraz
sorguluyorsan sende bendensin kardeşim!
Şöyle sormak
lazım ‘Sorguladınız mı yoksa ön kamerayı mı açtınız?’
Mesela ben
ikisini de yapanlardanım.
Çevremde ise
örneklerini bol bol buluyorum merak etmeyin, sizde de durum öyledir eminim.
Hollywood’la Gelen Popülerlik
Belki ilk değildi o ama bir
görüntüyle milyonların alışkanlığını değiştireceğini bilmiyordu o yıldızlar. O
dünyanın konuştuğu en pahalı Selfie fotoğrafında bikaç ismi hemen tanıdım.
Açlık Oyunları isimli kitaptan
uyarlanan sinema filmiyle yıldızı daha da parlayan Jennifer Lawrence’ ı gördüm
sol tarafta. Sonra ise arkalarda artık
herkesin tanıdığı, bildiği Brad Pitt görülüyordu. En pahalı Selfie işte sana!
Her yerde ilgiyle karşılandı bu
fotoğraf; sporcular, siyasiler, şov yıldızları, şarkıcılar… herkes ama herkes
bir anda gözünü buna çevirdi ve bununla da kalmadı kendileri de çekti.
Ünlü olmayan insanlar bile bununla
deliye döndü adeta.
Evde, işte, tatilde, sokakta… her
yerde Selfie yapıp durdular.
Ben şöyle düşündüm: Herkes Selfie
kisvesi altında ‘Kitap okuma pozu’ diye bir şey çıkarsa yüzde yüz eminim
insanlık adına yeni bir sayfa açılırdı.
Da neyse….
Selfie çekmeyen kaldı mı?
Eğer varsa hadi bi sarılıp ağlayın,
çünkü çok az kişi kaldı.
Çünkü siz herkes değilsiniz!
Seçilmiş gibisiniz, özgünsünüz, popülerliğe
düşkünlük yok sizde, farklısınız anlatabiliyor muyum?
Anlıyorsunuz, biliyorum...
Yorumlar
Yorum Gönder
ne düşünüyorsun?